Hayat Hikayesi

ERTUĞRUL DURSUN ÖZKUZU Takvimler 1 Ocak 1948’i gösterdiğinde Tokat Zile’de Abdullah Bey ve Yeter Hanım’ın evine bir umut doğdu. Bu umudun adı Ertuğrul Dursun Önkuzu’ydu. Ertuğrul Dursun Önkuzu, kendi yağında kavrulup geçinmeye çalışan mütevazı bir ailenin kuzusuydu. Babası sobacılık yaparak geçimlerini sağlamaktaydı. İlköğrenimini Sakarya İlkokulu'nda okudu. Ortaöğrenimini ise; Zile Ortaokulunda tamamladı. Aynı yıl Zile Sanat Enstitüsü Tesviye bölümüne başlamış, buradan da 1967 senesinde mezun olmuştu. Aynı zamanda Zile Müftüsü Arif Efendi’den dini ve milli terbiye aldı. Ailesi onu Türk- İslam ahlakıyla yetiştirmiştir. Akrabaları, arkadaşları mahcup, utangaç, az ve öz konuşan, konuşunca herkes tarafından dinlenip beğenilen birisi olarak tanırlardı. En sevdiği şey kitap okumaktı. Yaz tatillerinde okul masraflarını çıkartmak için çalışırdı. Jimnastikle ilgilenir ve judo yapardı. Zile Ülkü Ocakları’nın kurulmasını sağladı. Kendini her yönden geliştirmiş bir Türk genciydi. Ailesinin de son umuduydu. Çünkü o önce İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi makine bölümüne daha sonra is; buradan ayrılıp Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulunu kazanmıştı. Lakin okul eğitim yuvasından öte işkence yuvasıydı. Ertuğrul Dursun Önkuzu, haksızlığa karşı durduğu için buradaki işkenceci katillerin ilk hedefi haline gelmişti. Birkaç zaman önce Süleyman Özmen Y.Ö Okulu’nda şehit edilmişti. Annesine kan lekeleri olan bir ceketini saklamak üzere yıkamamasını tembih ederek emanet etmişti. “Bu kan Süleyman’ın kanı sakın yıkama, mübarek şehit kanı; yarın Allah’ın huzurunda şahitlik edecek inşallah” demişti. Birkaç ay sonra aynı kaderi Önkuzu da paylaşacaktı. Devletin başına çorap ören Komünizm, masum milliyetçi insanları hedef tahtasına yerleştirmiş, öğrencilere ise; halk mahkemeleri adıyla türlü zorbalıklar ve infazlar yapmışlardır. Önkuzu’da bunlardan biridir. Şehadeti en acı şekilde tatmıştır. Hem de göz göre göre üç gün boyunca devlete ait okulda, bir sınıfta ve kapıda polisler varken… Komünistler, Önkuzu’ya ellerinde “İşkence Nasıl yapılır” kitabının her sayfasını üzerinde deneyerek, ölümü kesinleşsin diye bisiklet pompasıyla ciğerlerini patlatarak ve son olarak da camdan atarak canice hayatına son vermiştir. Uzun süre cenaze yakınlarına teslim edilmemiş, ailesinden bile kaçırılmıştır. Üç hastane cenazenin kendisinde olduğunu söylese de zorla da olsa cenaze yakınlarına verilmiştir. Maltepe Camisi’nde kanlı bir kefen toprağa konulmuştur. Ertuğrul Dursun Önkuzu, 22 yaşında, ailesinin tek umuduyken, birçok hayaller ile 23 Kasım 1970’de işkence yüzünden şehadete ermiştir. Ondan kalan ise hayatını konu alan romanlar, filmler, şiirler ve şarkılardı.

Kabir Konumunu Haritada Görüntüle

Kabir Resmi